TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

Sessizliğin sesi ne olabilir?


 

Sessizliği sesi, nedenlerin nedeni olan hakikat ve gerçeğin kaynağıdır. Bozulmamış, tahrifata uğramamış, eklenmemiş ve manasından hiçbir şey kaybetmemiş olan asli yüce olan ilahi ve evrensel kaynağın kendisidir. Her şeyi kaplayan ve kapsayan bütün mevcudatın varoluş, hakikat ve kayıtlarının olduğu bilginin odağıdır. Sessizliğin sesi, ilahi ve evrensel olan, asli hakikat bilginin kaynağı ve saf olan merkezidir.

İnançlarımızdan, yaşamın sistem, nizam ve düzenine kadar şartlandırıldığımız, güdülendiğimiz ve kabullendirildiğimiz her ne olursa olsun, katıksız, lekesiz ve saf değildir. Çünkü insanlık tarafından kısmi veya tamamen deforme olmuş ve yozlaşmıştır. Çünkü evrim olarak değişim ve gelişim içinde olması adeta kaderi olan insanoğlunun, bu değişim ve gelişimini yaparken, cahilliği, bilgisizliği ve bilinçsizliği yüzünden yıkarak, bozarak ve dejenere ederek evrim sürecini karıştırmış ve saptırmıştır. Bundan dolayı hakikat karşısında, bireylerin, toplumların ve milletlerin zaman süreçlerinde kendilerine göre oluşturdukları sistem, nizam ve düzenlerini, karşıtlarına farklı, itici ve düşmanca oluşturmuş ve oluşturmaktadırlar. Dolaysıyla sessizliğin sesini duyacak, oradan nemalanılacak bilgi, bilinç, liyakat ve farkındalık hasletlerinden yoksun kalınmaktadır.

           Sessizliğin sesi; hakikat sanarak, inanarak ve iman ederek elimizde bulundurduğumuz tahrifata uğramış, asli manasını kaybetmiş ve yetersiz olan kural, anlayış ve inançlara kadar herşeyin üzerinden hakikati görmemizi, doğru yolda yürümemizi sağlayan ilahi bir kaynak ve rahmettir. Ancak bu sesi algılayabilmek için ilahi ve evrensel ehliyet ve liyakat gerekir. Bugün hakikatten uzak deforme ve dejenere olmuş farklılıklarımıza rağmen dünya insanlığı olarak ortak ilah ve evrensel değerler yaratabilmemiz ve insanlık olarak kabul etmemiz, sessizliğin sesini liyakat sahibi birilerinin duyması sayesinde olmuştur. Sessizliğin sesi, insanlığın, gelişimin ve selametinin rotasıdır. İlahi yardım, hakikatin kaynağı ve insanlığın sigortasıdır.

Orhan Yarat - 30.10.2012 *ruhsalboyut.com*




 

Sesin olmadığı bir ortam yoktur. Ses, renk ve zaman gibi evrenin ve yaşamın ana unsurlarından biridir. Ses diğer unsurlarla ahenk içinde titreşir. Evrende boş bir yer yoktur, sessiz bir yer de yoktur. Sürekli bir iletişim vardır.

Biyolojik kulağımızla duyduklarımız, sesin katılaşmış halidir. Süptil yapılardaki sesler ise bazı ruhsal melekeler yoluyla duyulurlar. İçsel alanımız sınırsız diyebileceğimiz büyüklüktedir. Sessiz ortamlar, içinde bulunduğumuz çok çeşitli boyutların seslerini algılamamız için kolaylık sağlarlar.

İçimizde en kolaylıkla duyabileceğimiz sesler kendi düşünce ve duygularımıza ait seslerdir. Belli bir anda kendimizi nasıl hissettiğimize bağlı olarak huzurun ya da ıstırabın sesi vardır. Vicdan sesi sürekli olarak yanlışta mı doğruda mı olduğumuzu hem sözel olarak, hem bir tür alarm sesiyle bize duyurur. Yanımızdan hiç ayrılmayan meleklerin fısıltılarını içimize doğan duygu ve düşünceler olarak algılarız.

Kalp kulağı veya gönül kulağı diyebileceğimiz hassasıyla O'na yönelen insan, saflığı ve bilinci oranında duyuş içinde olur.

Altan Gürol - 30.10.2012 *ruhsalboyut.com*






Zihnimiz, dünya yaşamımızdaki maddi yaratımların getirdikleri üzerinden görmek istediklerimizle dolmuş durumdadır ve oradan gelen sesler bizi sürekli meşgul ederek, gerçekte ihtiyacımız olan gerçeğin sesini işitmemize engel olur.

Gerçeğin sesi, gerçek ihtiyacımızın her daim O'ndan gelen sesidir ve onu, dünya üzerinde yaşamaya çalıştığımız, yaşam sandığımız karmaşadan gelen sesleri susturabildiğimiz sessizlikte duyacağızdır. Sessizlik olması gereken halde sağlandığında, doğrudan gelen tek ses duyulacaktır. Ve o ses, gerçekte neye ihtiyacımız olduğunun da habercisidir. O'na giden kul sayısı kadar yol vardır. Dolayısıyla O'nun yolunda kul sayısı kadarda bilinç hali vardır. Her birimizin ihtiyacı bilinci kadarlık yerden olduğundan, o hali bilmek ve bilerek hareket etmek, hayrımız için gerekli olanı düşünmeyi sağlatacaktır. Gereğini düşünmek, hiç olmaktır diye düşündüm. Kendimiz gibi değil, bildiğimiz gibi değil, hiç olup yeniden öğrenerek, andaki ihtiyacı yerince, görerek karşılayabilen olmak.

Sessizliğin sesi, O'nun an değerinde bize fısıldadığı tek olan doğrudur. Ve o, sadece dış gürültümüz dindirildiğinde netleşecektir.   

Tarık Öztürk - 4.11.2012 *ruhsalboyut.com* 

 




Sessizliğin sesi, huzurlu ve sakinken duyulan gönül sesidir. Yani aklın kapıldığı tüm bencil duygulardan sıyrılıp gönle dönüldüğünde gönülden gelen sestir. Kişiyi doğruya, iyiye yönlendiren gönül sesi...

Fahire Öztekin - 4.11.2012 *ruhsalboyut.com*


       

 

 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93436808 kişi ziyaret etti, Şu anda 189 kişi sitede.