TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN SORUSU

 

 

Neden özgür değiliz, nasıl özgür olabiliriz?


 

Varlık Sistemlerinin yaratılışında ve yönetiminde yer alan Büyük Esasların, Büyük Yasaların sonuçta amacı, sevginin ve güzelliğin sonsuz tezahürleri ve bu tezahürlerin yine sonsuz olan devinimleridir. Yaratılmış olanlar bu sevgi ve güzellik alemlerinde kendi sevgileri, kendi güzellikleriyle yer alırlar; sevgi ve güzelliğin sonsuz tezahürleri içinde devinirler. Bu devinime katılabilmek varlığın nihai özgürlüğüdür. Sevgiden bir başka sevgiye, güzellikten bir başka güzelliğe dönüşmek, mutluluk ve sevinçler varlığın özgürlüğüdür.

Bizler bugün çok sınırlı ve koşullu bir sahip çıkma duygusunu sevgi olarak anladığımız gibi toplumsal realitenin baskısı altında yaptığımız seçimleri de kendi özgürlüğümüz olarak görmekteyiz. Ruhsal tebliğler hep "önce bir düşünün" der.  Çünkü bizler toplum realitesinin geçer akçe olmuş düşünce kalıpları ile yaşamlarımızı düzenliyoruz, seçimlerimizi yapıyoruz. Para gibi tedavül eden bu düşünce kalıplarını kullanmak rahattır, kolaydır. Çevremizin onayı o düşünce kalıpları ile sağlanır. O düşünce kalıpları ile iş buluruz, çocuk yetiştiririz vs. En önemlisi onları kullanmakla yaşamdaki sorumluluğumuzu en aza indirir ve onların bizlere verdiği üzüntülerin, zararların sorumluluğunu da kendimiz dışında herkesin ve her şeyin üzerine yıkarız. Üzülürüz, mutsuz oluruz ama neyse ki sorumlusu biz değiliz.

Özgür olmak için önce düşünmek gerekiyor. Neyi neden yapıyorum? Doğru ve iyi olmadığını bildiğim halde sırf onaylanmak için, rahatım, konforum için, küçüklü büyüklü çıkarlarım için neler yapıyorum? Her şeyi, varlığı ve yokluğu Yaratmış Olan'ı içimde hissediyorum, ama her gün, her saat, her an yaptığım seçimlerle ruhumu dünya realitesine satıyorum. Sevmediğim halde seviyor gibi, istemediğim halde istiyor gibi davranırken hangi özgürlükten söz edebilirim?

Neyin yanlış neyin doğru olduğunu bilemediğimiz zamanlar vardır. İçtenlikle doğru olan nedir diye düşündüğümüzde cevabı hemen alırız. Ama yaşantımız öyle bir hale gelmiştir ki doğrunun ne olduğunu sormaya bile cesaret edemeyiz. Çünkü doğruluk sorumluluk yükler. Sorumluluk almadan doğru olmanın özgürlüğünü yaşayamayız. Sorumluluklar rahatımızı bozabilir. Çünkü artık tedavüldeki parayı yani kalıp düşünceyi kullanmıyoruz. Yeni paranın adı yeni ve kişiye has özgür düşünce, kalpten gelen gönülde tartılan doğruluk!

Tabii biz yanlış, kötü malzeme ile zindan benzeri bir ev inşa etmişiz. Onu yıkıp yerine doğru malzeme ile içinde daha özgür yaşayacağımız ışıl ışıl bir yeni ev yapmak gayret, irade, mücadele, sorumluluk, ciddiyet, disiplin istiyor. Bizi özgürlüğümüzden eden, sımsıkı sarıldığımız, sahip olduğumuz (veya öyle sandığımız) şeyleri bırakmak zor geliyor. Ama bizim özgürlüğümüzün, insan olarak beklendiğimiz yerin yanında vazgeçeceklerimizin değeri nedir ki? Bütün bunların zor olduğu düşünülür. Ancak kolaylıkla başarılacak öyle küçük değerler vardır ki onların bir arada birlikte yaşanması büyük değerlere açılır ve işte biz bunu kullanmasını bilmiyoruz. Güçlerimizi de küçük görüp kendimizi inkâra kadar götürüyoruz. Kimse endişe etmesin, sokaklarda aç biilaç kalmayız. Çünkü özgür olduğumuzda değişim içtedir. Ne var ki Yüce Sistem pazarlık kaldırmaz. Değişim, özgürlük aynı zamanda göze alıştır. Özgür olmamız için bizden beklenen gücümüzün yettiği doğrulardır. Ki o doğruları yerine getirdiğimizde daha büyük doğruları yerine getirecek gücü kazanırız. Böylece özgürlük yolunda adım adım ilerleriz.

Güney Haştemoğlu  3.5.2016  *ruhsalboyut*

 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93426175 kişi ziyaret etti, Şu anda 189 kişi sitede.