TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

Mutlaka bulmamız gereken gerçek nedir?

 

 

İnsan olarak yaşadığımız dünya realitesinde Büyük Gerçeğin sayısız yansımalarını birer ikişer keşfedip, keşfettiklerimizi birleştire birleştire Büyük Gerçeğe yüzümüzü çeviriyoruz.

Herkesin kendine en yakın noktadan gerçeği görmesi doğaldır ve bu nedenle hepimiz aslında tek olan gerçeğin farklıymış gibi görünen değişik bir değerini buluruz. Ancak küçücük gördüğümüz bir değer, içinde en büyük değerleri, en Büyük Gerçeği saklar. Yeter ki o küçük sandığımız değer elimizden yere düşmesin, onu kalbimizde en değerli emanet olarak koruyabilelim. Çünkü onlar gerçeğin ulu ağacının küçük tohumlarıdır.

Düşünecek olursak hiçbir şey küçük değildir. Bütün küçüklerin içinde o küçüğün bir parçası olduğu muazzam bir sistem vardır. Küçük kabul ettiğimiz nice kusurlar, yanlışlar da kişisel ve hatta kimi zaman toplumsal felaketlerin sebebi olurlar. O küçük yanlışların, küçük kusurların bedenimizdeki tek bir kanserli hücreden, tek bir ölümcül mikroptan farkı yoktur. Ya onu bulur yok ederiz, ya da o büyür ve sonumuzu getirir. Ruhsal gerçekler bu biyolojik gerçeğe benzer. Bunu kabul ettiğimiz zaman zihnimizin aynası olan davranışlarımızdaki yanlışların ve bilincimize kazandıracağımız ruhsal değerlerin önemi daha iyi anlaşılır.

Bir gerçeği bulmak, onu bilincimize kazandırmak demektir. Gerçeğin bilince kazandırılması, zihnin ve dolayısıyla davranışların bir yanlıştan arınmasıdır. Bir yanlıştan arınmak, o yanlışın doğurduğu sayısız yanlıştan ve sayısız sıkıntıdan da kurtulmaktır. Yanlışın yerine geçen gerçek ise sayısız yeni gerçek ve hayırlar yaratacaktır. Aslında mekanizma çok açık ve nettir. Yanlışlar kendi aralarında bir sistemdir ve aralarına gerçekleri almazlar, gerçekler de birbirleriyle bir sistem oluştururlar, orada bir yanlış barınamaz.

Genelde insanlar bu sistemleri bir arada tutmaya çalışırlar, bazen birinden, bazen diğerinden davranırlar. Ne var ki bu büyük bir aldanmadır. Çünkü sayıca galip gelen daima yanlış olandır. Ve ortaya çıkan güç kaybıdır. Güç kaybının ne demek olduğunu anlamamız gerekiyor. Depresyon, keyifsizlik, neşesizlik, çabuk öfkelenmek, her şeyden şikâyet etmek, huzursuzluk, performans düşüklüğü, yaratıcı olamamak vs hepsi güç düşüklüğünün işaretleridir. Doğru tarafta olmak ise birleşen her yeni gerçekle yeni bir güç kazanımıdır. Güç doğruda bulunabilme, bilgiyi anlama ve uygulayabilme ve en önemlisi sevebilmedir.

Nedir en yakınımızda olup da mutlaka bulmamız gereken, bizi değiştirecek, yükseltecek ilk adım gerçek? Bu kimimiz için artık yalan söylememek, kimimiz için zamanı doğru, hayır olan işlerle kullanmak veya içi ile dışını bir etmek, kendimizi başkaları ile mukayese etmemek, ilişkilerimize sevgi ve saygıyı hâkim kılmak, kibirden uzak olmak, beklentiler içinde olmamak ve benzeri daha pek çok küçük görünen şey olabilir. Bu kadar mı? Biz bunları zaten biliyoruz ve yapıyoruz. Öyle ise bizi üzen, rahatsız eden, problem olan konulara başkalarını suçlamadan bakalım. Hepsinin altından bize ait yanlış bir davranış veya düşünce çıkacaktır. Bu kendimizle hesaplaşmadır. Bu cesareti gösterdiğimiz zaman karşımıza çıkan mutlaka bulmamız gereken gerçeğin ipucudur.

Güney Haştemoğlu  29.12.2014   *ruhsalboyut.com*







İnsan olma gayesi ile geldiğimiz dünyada, bulmamız gereken sayısız gerçek vardır. Ancak bu gerçeklerin hepsi bir olan gerçeğin parçalarıdır, ona işaret eden yasalardır.  Bu yüzden bu sorunun tek bir cevabı var gibi düşünmememiz gerekiyor.

Hepimizin varlıksal ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Kimimiz daha fazla sorumluluğu deneyimlemek ihtiyacındayızdır, kimimiz ise plân gereği maddi zenginlik ya da yoksulluğu deneyimleme yolu ile kendine bir şeyler katacaktır. Bu varlıksal ihtiyaçları karşılayabilmek için ruh varlığımız kendine tecrübe sahaları yaratır. Karşılaştığımız bu tecrübelerde yaşadığımız her bir olay varlıksal gelişimimize hizmet eder. İyi ya da kötü olarak değerlendirdiğimiz tüm olaylar ruhsal anlamda bir kazançtır ve bir yasanın kendini bizlere hatırlatmasıdır. Bir gerçeğin bizlere ulaşan impulslarıdır. Ancak o gerçek bizler tarafından sezgimiz, akıl ve gönlümüz ile kavranacaktır. O anda kavradığımız gerçek ise bizi ihtiyacımız olan diğer bir gerçeği anlamaya yöneltecektir.

Yaşamda nasıl ki bilginin ve sevginin bir sonu yoksa gerçeğin de bir sonu olmaz. Yalnızca ihtiyacımız olan ilk gerçeğin ne olduğunu bilelim ki bir sonrakine kendimizi hazırlamış olalım. İhtiyacımız olan şeyi nasıl buluruz? Hayatta en çok problem yaşadığımız noktayı düşünelim. Ya da kendimizde sevmediğimiz değiştirmek istediğimiz yan nedir? Cevabı kulağa ne kadar basit gelirse gelsin ilk olarak oradan değişmeye başlayalım. O değişim ve gelişim arzusu O'nun nezdinde bir hak ediş haline dönüşürse,  bizi bulmamız gereken ilk gerçeğe götürecektir.

Şehnaz Çalışkan Demir  7.1.2014  *ruhsalboyut.com*

 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93426387 kişi ziyaret etti, Şu anda 204 kişi sitede.