TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

Beraberliğin birliğe dönüşmesi için 

gereken koşullar nelerdir
?


        

         Birlik var olmamızın olmazsa olmaz koşuludur. Birlik, kendi içimizde bir olmanın ve O'nun Yolu'na girmenin tek kapısıdır. Birlik olmadıkça şuurca yükselmek, ruhumuza sahip çıkabilmek ve en önemlisi Dünyamızın değişen koşullarında ayakta kalmak mümkün değildir. Çünkü yaratılış nedenimiz Bütün içinde Bütünü tamamlamaktır.
 
         Mecburiyetle kurulan veya sürdürülen, dünyasal ortak çıkarlara dayalı beraberlikler birlik değildir. Birliği bilmediğimiz için pek çok beraberliği birlik olarak tanımlıyoruz.
 
         Birlik, yeni ve daha yüksek bir zamana, mekâna ve gerçekliğe ait bir yapının bilincidir. Birlik üst yapıda yer almak, gerçekler ve görevler konusunda çok geniş bir farkındalık alanı ve yeni güçler kazanmaktır. Yeni görüş, yeni bilgi, yeni anlayış, yeni güç ve yeni yapabilirlik yeni muktedir olma hali. Farklılaşan bir zaman kullanımı, farklılaşan ve güçlenen bir beden yapısı ve beraberinde farklı bir çekim ve etki yaratan enerji alanı. Bu durum Ruhsal Yapının yeryüzündeki eli, gözü, temsilcisi olma, birlikte çalışma kısaca Ruhsal Sistemle birlik olmak ve esas varlığımıza dönüş yapmaktır.
 
         Birlik olmakla gerçekleşecek bütün bu fevkalade duruma ne engel olmaktadır? Gösterilen yolda neden yürüyemiyoruz, aldığımız bilgileri neden uygulayamıyoruz? Mesele dünya işleri, dünya sorumlulukları değildir. Dünyada mevcut düzenin doğumdan itibaren bizim dünya bilincimizde inşa ettiği ve her gün her saniye güç pompaladığı "kendimiz" dediğimiz gerçek olmayan bir tasavvurumuz var. "Kendimiz", egosal yanımızdır. "Kendimizi" tanımadıkça, "kendimize" hâkim olmadıkça, onu kontrol altında tutmadıkça var olma yolundaki bütün çabalar boşunadır.
 
         Kendini unutamayan kişi yeni âleme, esas varlığına dönüş yapamayacaktır. Bu var kalamamaktır. Kendini unutmak, gerçek bilgiye inanmakla, inanmak ise bilgiyi yaşamın her alanında eyleme sokmakla olur. Küçük yanlışları düzeltmek, küçük iyiliklere değer vermek, kendimiz dediğimiz o yanımız üzerinde küçük küçük değişiklikler yapmak ve bütün bu eylemlere süreklilik, sabır ve alçakgönüllülükle devam etmek bizi mucizelerle karşı karşıya bırakacaktır. Çünkü bu gayret, bu küçük adımlar Esas Varlığımızın yakınlığını ve gücünü bize yaşatır ki buna biz sevgi diyoruz. Bu sevgi, daha güçlü sevgileri davet eder ve biz ancak o zaman birlik olma yolunda adım atmaya başlarız.
 
         Özgür seçimlerimize dayalı bir yaşam sürdürdüğümüz yanılgısı içindeyiz. Gerçekte bize telkin edilen değerlerin zihnimizde yarattığı rüzgârın önüne kapılmış, oradan oraya sürüklenmekteyiz. Dünya değerleri bir bütünlük, bir sistemdir. O sistemin parlak tarafına aldanıyoruz. Hâlbuki yeryüzündeki bütün acıları yaratan, kan döken, yerküreyi kirleten, insanları açlığa, susuzluğa ve hastalıklara mahkûm eden de aynı sistemdir. Ve bu sistemin sonu gelmiştir. İnsanlık son kararını verme noktasına gelmiştir. Gerçekten özgür bir seçim yaparak "kendinden" vazgeçip birlik olmak, esas varlığına dönmek, ya da özgür seçim hakkını temelli kaybedip sonu gelmiş dünya sistemi ile birlikte aynı acı sonu paylaşmak.

Güney Haştemoğlu   24.3.2015   *ruhsalboyut.com* 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93445825 kişi ziyaret etti, Şu anda 306 kişi sitede.