TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

Gerçek iyilik nedir? 


 

Gerçek iyilik diğer ahlaki değerlerle birleşik, yüksek bir şuur alanıdır ve bilemeyeceğimiz sayıda varlık için bilemeyeceğimiz güçte hayırlara aracı olur. Gerçek iyilik belli bir yöne yönelmez, Güneş gibidir her yöne yayılır.

Kendimize yaptığımız gerçek iyilik şuur alanımız içindeki tüm varlıklara da yapılmıştır. Bu açıkça ifade edilmiştir. Kuşkusuz özü ile sözünü bir eden insan kendine yaptığı kadar etrafına da iyilik yapmış olur. "İkiliklerinize son veriniz. Bu sizin gerçeği görebilmenizde kendi kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir." (ayseli.org Öğretilerden 1)

Gerçek iyilik düşünerek anlaşılmaz, onu anlamak için önce iyi olmak, iyi olmak için istek ve gayret içinde olmak gerekir. İnsana neyin iyi olduğu neyin olmadığı konusunda yeterli akıl, şuur ve bilgi verilmiştir. Küçük iyileri hayata geçirmeden büyük iyileri anlamak mümkün değildir.

İyilik, doğruluğa, bilgiye, gerçeğe teslim olmaktır. İnsan için en büyük gerçek O'dur ve insan her an O' Büyük Gerçeğin karşısında olduğunu unutmuyorsa, o Gerçekliğe teslim oluyorsa gerçek iyiliğin, her an yeni bir ufkunu keşfedecektir. Bu bir hayır gücüdür, o kadar ki kötüleri yola getirir. Çünkü İyiliğin gücü, pek çok hayır gücünü çeker, onlarla birleşir. Bu nedenle "İyi insan iyilik ordularının kumandanıdır" denilmiştir. Şunu artık bilmeliyiz ki iyi davranmıyorsak iyi olmayan enerjileri, iyi davranıyorsak iyi enerjileri, iyi arkadaşları, hayır güçlerini çekeriz. İyi insan olmak çevremize, dünyamıza olduğu kadar aynı oranda kendimize iyiliktir, güzellikler içindeki aslımıza dönüştür.

Bizler yanlış, hayırdan uzak alışkanlıklarımızı terk ettiğimiz kadar iyiye yakın oluruz. Hayırdan uzak düşünce ve eylemlerin devamı bir bakıma kötüyü talep, kötüyü davettir ki bu bizi, O'nun Rızası'ndan ve Hayrı'ndan uzak tutar, bizi ıstıraplar içinde yok oluşa götürür.

İyilik, doğruluk gibi konular pek çok kişi tarafından "naif öğütler" gibi algılanıyor. Karşımızda apaçık duran, ama göremediğimiz anlayamadığımız büyük gerçekleri, yani kendimiz, yaratılışımız, Dünya ve Evrenle ilgili gerçekleri bilmek istiyorsak kötülüğün ve yanlışlıkların uykusundan uyanmamız gerekiyor. Uyanış ise o biraz küçümsediğimiz, sanki çocuklara verilen öğütler gibi değerlendirdiğimiz iyilik ve doğruluğu her konuda ve sürekli biçimde yaşamımızda yer vermemizle mümkündür.

Güney Haştemoğlu  11.3.2014   *ruhsalboyut.com*






        Gerçek iyilik, varlığın yaşamda olmasının esas amacı ve gayesi olan hayatı deneyimleme ortamlarının oluşturulması ile deneyimlerini yapabileceği olanak ve olasılıkların oluşturulmasıdır.

        Her varlık yaşamda deneyimleyeceği ortam, olanak ve olasılıklarla ilgili içsel etki, tesir ve algılardan birtakım duyumlar alsa da, kadim zamanlardan bu yana kendi eli ile yarattığı sanal hedefler, illüzyonik amaç ve idealler ile tamamen nefsi ve egosal eğilimler yüzünden, içsel sesini bastırarak zaman kaybetmektedir.

          Süregelen provokasyonlu, dejeneraktif zaman süreçlerinde, yaşamdaki asli gayesinden bilinç, düşün ve kavramsal olarak uzaklaşan insanoğlu, yarattığı illüzyonik düşünsel ve kavramsal dünyasında nefsini, egosunu ve menfaatlerini öncelikli kaile almış ve almaktadır.

         Yaşamdaki asli gayesinden zaman süreçlerinde uzaklaşan insanoğlu, peşinden koştuğu sonu olmayan illüzyonik, hayali işler ve yaşam yüzünden öz güvenini kaybetmiş, kendini küçümseyerek korku, endişe ve kaygı içinde felaketi olacak şeylere dayanmaya, inanmaya ve peşinde koşmaya başlamıştır.

         Ancak önünü görme ihtimali pek kalmayan, gerçek ve hakikatlerden uzaklaşan, doğruları dahi defolu olan insanoğlu, içinde yaşadığımız ana hasat döneminde almakta olduğu ilahi ve evrensel bilgiler sayesinde, oluşturmaya başladığı bilgi, bilinç ve farkındalıkla, kadim zamanlardan bu yana süregelen eksik, noksan ve yanlışları fark ederek, gerçek ve asli görevini fark etmekte, anlamakta ve içinde olduğu esaretinden kurtulmaktadır.

         Nitekim gerçek iyiliğin dünyasal menfaat, ihtiyaç ve çıkarlar doğrultusunda olamayacağını, bu tür eylemlerin tekâmülde engelleyici, zaman kaybettirici ve dejenere edici olanak ve olasılıklarının hayatları dahi heba ettiğini, boşa harcadığını anlamak lazım.  

Orhan Yarat   11.3.2014   *ruhsalboyut.com*

 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93974723 kişi ziyaret etti, Şu anda 234 kişi sitede.