TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

 

Gerçeği görmek nedir, nasıl başarılır? 


 

Burada mutlak gerçekten değil, mutlak gerçeğin şuur seviyelerindeki yansımalarından söz ediyoruz. İnsan olarak varoluşumuzun her safhasında bulunduğumuz şuurdan bir üst şuura doğru, o üst şuura yansımış olan Gerçek tarafından çekilmekteyiz. Bu çekime karşı koymak insana ağır ıstıraplar getirmektedir.

Bu çekim Gerçeğin üst şuurdan insana yansıyan sevgisinin, şefkatinin, koruyuculuğunun, affediciliğinin, ilminin, güzelliğinin ve daha pek çok yüksek özelliğinin çekimidir.

Bu çekimi gönlümüzde hisseder, düşüncemizle aydınlatır ve görürüz. Gördüğümüzün delili eylemimizdir. Eylem gönlü yeni hissedişlere, düşünceyi gerçeğin yeni ışıklarına açar.  Eylem Gerçeğin bilgisini, sevgisini, ilmini, gücünü yaşatır.

Ne var ki bu iş bu kadar kolay yürümüyor. Eski yanlış alışkanlıklar, yanlış istekler, hükümler, olmazsa olmaz zannettiğimiz toplumsal bağlar, inancın zayıflığından doğan cesaretsizlikler ve daha pek çok benzer şey karşılaştığımız sınavlarla baş etmemizi engelliyor. Bir yönümüzle gerçekten uzağa düşüyoruz ve gönül kapanıyor. Işığı göremiyoruz, ışığa dönemiyoruz, kararıp soluyoruz. Bu nedenle sınavları kaybettiren engellerimizi çok iyi görmeli ve terk etmeliyiz. Görmek gerçeği görmekse bu aynı zamanda engelleri görmektir. Gerçeğin gönül iskelemize bağlanmak için attığı ipi görmektir. İpi iki elimizle ve bütün gücümüzle yakalayıp tutmazsak, kaçırırız ve bir daha tutamayız ki bu bir İlahi Yasa?dır. İpi iki el ile tutmak tekliğin ifadesidir. Kâh nefisten, kâh gönülden, kâh iyiden ve doğrudan, kâh yanlıştan yana olmamaktır. İkilikten kurtulmaktır. Aksi halde bunun bedeli sadece kişi veya kişilerle sınırlı değildir. Bir anki umursamazlığın, bir görmezliğin sıkıntısını pek çok insan topluluğu pahalıya ödeyecektir.

Gerçeği görmek için; açık ve temiz kalpli, inançlı olmak, ikilikten kurtulmak şarttır. İyi ve doğru olmak, hizmet ve bilginin eyleminde sevgiye açılmak, bunların hepsi yükselişin yasalarıdır. Bu yasalara uymadan gerçeği görmek mümkün değildir. Bilgi gerçeği görmek için asla yeterli değildir. Düşünceye ve eyleme çevrilmemiş bilgiler ancak zarar verir. Tıpkı çok çok yediğimiz yiyecekleri yakmak için yeterli eylemde bulunmadığımızda, yediklerimizin bizlere verdiği çeşitli zararlar gibi, sağlığımızı kaybetmemiz gibi.

Görevleri ve sorumlulukları kabul etmeden gerçekler görülmez. Çünkü gerçekler görev ve sorumlulukları yerine getirmemiz için gösterilir.

Gerçeğin daima gördüklerimizde değil, göremediğimizde bulunduğunu bilmek önemlidir. Biz gördüğümüzün eyleminde oluruz böylece bir sonrasını görürüz, bu devamlı olarak yeni bir şuura yükselen gerçek yaşamdır ve "Sizler her gün yeni bir şuura varmadıkça yaşıyorum demeyin" sözünün bir açılımıdır.

"Ey gafil, uykudan uyan. Gözlerini aç ve sana tutulan ışığa bak. Ondan başka gideceğin yer yok. Öyleyse karanlık neden bağlar seni? Ey duymaz, kulağının kirini temizle. Kulağın ve de onu fark edecek hikmet varken, sana verilen lûtfu yerine getir de duy o sesi". (www.ayseli.org /Celselerden Parçalar XIII /232)

Güney Haştemoğlu  9.9.2014  *ruhsalboyut.com* 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93441593 kişi ziyaret etti, Şu anda 260 kişi sitede.