Gerçek bolluk nedir?

         Gerçek, insanlık olarak peşinde koşup her seferinde yakaladığımızı sandığımız hedefimiz, tutkumuz ve idealimizdir. Onu aramaktan bıkmadık, bıkmayacağız da çünkü gerçeğin izinde olmak aynı zamanda temel yaşama sebeplerimizden biridir.

         Neden ve sebepleri malum olan, dünde, bugünde ve böyle giderse defolu öğrendiğimiz ve öğreneceğimiz gerçekleri, dayatılan, önerilen ve empoze edilenleri hakikat diye kabullendikçe, dün de bugün de negatif güçler veya birileri insanlığı kullanacak, sömürecek ve yönlendirecektir. Aynı özgürlük anlayışının farklı şekillerde kanıksanması gibi.

         Yine de umutsuz olmamak lazım, çünkü bilinçlerde kıpırdanmalar ve karıncalanmalar olduğu aşikâr. Yazının başlığı gibi "Gerçek bolluk nedir?" sorgulaması ile bir sezme, hissetme ve algılamanın sonucu olduğu anlaşılmaktadır.

         Gerçek bolluk yaşamda olmanın asıl neden ve sebebi olan hayatı deneyimlemek için gereken bütün olanak, olasılık ve imkânları içinde olma bazından kendini yaratma bazına geçmektir.

         Onun için nereden başlayacaksa, nerede kaldı ise ve neleri yaşayarak genlerine kotlayacaksa gerçek zenginlik, gerçek bolluk odur. Nitekim  yaşamı deneyimlemede bir sınır, engel ve şart aramak kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.   

         Hiçbir şeyi yok edemez, durduramaz ve engelleyemeyiz. Ancak erteletebiliriz, ardışık zamana bırakır ve yavaşlatabiliriz. Nitekim kadim zamanlardan bu yana insanlık sanal gerçekler uğruna zaman kaybetti, engellendi ve ardışık zamanlara kaldı. Hala tali yollarda hakikat diye kabul ettiği illüzyonik gerçekler peşinde koşup durmaktadır. Benim putum, senin putun, onun putu anlayışı aydınlık olduğu sanılan her kademe ve anlayışta dahi yer etmişse hakikatin işaretlerinden biri olan Vahdet-i Vücut ve onun deruni anlam ve kavramını nasıl anlayacağız acaba? Çünkü bilgiler defolu, bilinçler sisli, bir gece karanlığı ezelden beri insanlığın üzerine çökmüş durumda.

         Dünya insanlığı kadim zamanlardan bu yana gerçekten bilgi, bilinç ve farkındalık yönünden yoksul ve fakirdir. Ne olduğu veya ne olabileceği unutturulmuştur. Bu yoksulluk ve fakirliğin neticesi öz güvenden yoksun, pısırık, korkak ve cahil kalmıştır. Ne verilirse onlunla yetinmek, ne söylenirse ona kanaat getirmek işini alışkanlık haline sokmuştur. Olma halinde kalmayı, nasıl geldi ise bu dünyadan öyle gitmeyi kanıksamış gibidir.

         Gelmiş olduğu yaratımın merkezi çekirdek dünyada kendini bilgi, bilinç ve farkındalıkla muhakkak yaratmalıdır.

         İçinde yaşamakta olduğumuz zaman, karanlık perdesinin aralandığı, gerçeği bulmakta imkân, fırsat ve şartların oluştuğu,  ebedi kabul edilen bir zaman sonunda insanlığa sunulan rahmet ve lütuftur, fırsattır ve imkândır.

         Biran önce uyutucu, insanı kendine fark ettirmeyen, oyalayıcı, okşayıcı, tevilci, bilinci devre dışı bırakan, sanal umut aşılayan, defolu bilgilerle kendimizi ardışık zamana bırakmak kendimize ihanettir. Gerçek kalbinin sesini duyma becerisi gösterenler içlerindeki yangının farkına muhakkak varacaklardır.

Orhan Yarat  17.12.2013  *ruhsalboyut.com*

Gerçek O'nun Sözünün, bizden beklediğinin yerine getirilmesiyle anlaşılacak olandır. Öyle ise gerçek bolluk, beklendiğimiz yere dönüklüğümüz kadar ortaya çıkar ve O'nun İhsanı'dır.

Gerçek bolluk doğru ve güzel yoldan, haklara saygılı olarak kazandığımızdır. Dünya realitesinde hak olmayan çeşitli yollardan kazanılan bolluk, bu anlamda gerçeklik kazanmaz. Gerçek bolluk "bereket"tir, hayırdan ve rızadan doğar, hayırlara ve rızalara vesile olur.

Bolluk her konu için düşünülebilir. Bire bin veren toprağın verimliliğinden, içine ne büyük ve hayırlı işler sığdırılmış zaman genişliğine;  çok küçük bir maddi olanakla sürdürülen büyük hizmetlerden, yere düşen bir elmadan yerçekimi yasası keşfeden düşünce performansına kadar yaşadığımız sayısız bolluk ve bereket O'nun Nimeti ve İhsanıdır.

Gerçek bolluk sayı veya para ile ölçülmez. O bir enerji durumudur. Yüksek duygular, dostluk ve sevgi, kanaatkâr olma, haklara ve rızalara saygı, hizmet ve yardım isteği,  gönülce paylaşma, yerini bilme, kendini bilme gibi erdemlerin gücüyle kazanılan bir rezonansın pek çok karşılığından biri de gerçek bolluktur. Gerçek bolluk, ortada dünya realitesi açısından sahip olunan hiçbir şey bulunmasa bile maddi olanaklarda, düşüncede, zamanda, güç ve muktedir olmadaki bereketin yarattığı bolluktur.

Gerçek bolluk "denizden bir dalga yaratmak değil, bir dalgadan bir deniz yaratılması" dır.

Güney Haştemoğlu  18.12.2013  *ruhsalboyut.com*