TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

Gerçek bayram nedir?



 

Burada gerçek sözcüğünü doğru, hilesiz, yararlı, güzel, hakkıyla anlamlarını içeren; gerçek öğretmen, gerçek öğrenci veya gerçek ilaç, gerçek gıda dediğimiz zamanki anlamıyla kullanıyoruz.

Bu anlamda dünyadaki gerçek, bir üst boyuttaki üst gerçeğin, üst doğrunun, iyinin, güzelin, O'nun Rızası'na uygun olanın fiziksel bir yansıması olması gerekiyor.

Bu çerçevede "gerçek bayram" ruhsal yasalar karşısında bir hak etmenin sonucu ortaya çıkan mutluluk, neşe, şükür, huzur halidir. Gerçek bayram üst şuurla birlikte yaşanan sevgi ve sevinçtir. Üst şuurun katılımı yoksa kutlanacak bayram da yoktur.

Bir ruhsal verişin başlamasının birinci yıldönümü olan 5 Ekim 1965 günü verilen tebliğde Ruhsal Rehber şöyle diyor: "Gelişimizin yıldönümünün bayram olması için size verdiklerimizin hayata geçmesi gerekir. Yoksa sadece bir yıldönümü bayram değildir." Birkaç gün öncesi grup zaten ikaz edilmişti: "Sizden uzak olduğum günlerde biliniz ki, sizin yüzünüzden azaptayım. Ben sizi kurtarmak için gelmiştim. Şimdi gelin siz beni kurtarın." (01 Ekim1965)

Bizim kültürümüzde denir ki "Öyle yapma, böyle söyleme Allah'ın gücüne gider". Peki O'nu bunca gücendirdikten sonra hangi bayramdan söz edebiliriz?

İnsan olarak aklımıza eseni yapıp sonra bundan kendimize göre ahkâm çıkarmak, üst şuurla olan bağımızı hissedemiyor olmamızdan kaynaklanıyor.

Hz. Ali'nin aynı anlamda bir sözü var: "Hiç günah işlemediğin her gün bayramdır". Daha ne desin değil mi?

Gerçek Bayram yaşadığımız sevgiyle hak edilmiş bir sevinçtir. Kutlamaya hakkımız olan bayram gerçek bayramdır. Birbirimizi ziyaretler, birlikte yenen yemekler, çeşitli ikramlar, armağanlar hak edilmiş bir huzurun, mutluluğun, Yüce Âlemlerle birlikte paylaşılmasıdır. Bu bayram, ister bir doğum günü, ister hak edilmiş bir diploma, bir düğün töreni, bir dini veya milli bayram olsun hiç fark etmez hepsinde yasa aynıdır: O'nun Rızasına uygun bir hak edişin varlıksal sevincidir bayram.

"Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız... Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim." Milli bayramların kutlanışının da aynı yasalara tabi olduğu ne kadar güzel anlatılmış değil mi?

Hepimize hak edilmiş bayramlar dilerim.

Güney Haştemoğlu  28.7.2014  *ruhsalboyut.com*

 

 

Bayram büyük başarıların kutlanmasıdır. Bir değerin kazanılması kadar korunması ve güçlendirilmesi de önemlidir. Kutlama yapmak için gayret ve kazanımların devam etmekte olması gerekir. Bayram sadece geçmişe dayalı olursa içi boşalır, anlamsızlaşır. Eski bayramların sıkça anılması bundan olsa gerek. Hakediş yasaları -diğer tüm yasalar gibi- içinde bulunduğumuz zamanla bağlantılı olarak çalışır.

İnsanın bireysel olarak da bayramları, kutlu günleri olabilir. Bunlar onun gelişimine yön veren, dönüm noktası oluşturan kazanımlardır. İnsanın gerçek yolunda attığı her adım kutludur. Yüce âlemde sevinç ile karşılanır. Bir insanın başarısı insanlığa ait bir başarı olarak kabul edilir. Yücelik her insana, her zaman kazançları yönünde yardımcı olduğu gibi, kazanılan değerlerin korunması ve büyütülmesi için de yardımcıdır.

Kutlamak, kutsallığı görmek ve yüceltmektir. Kutlama sıradan bir iş haline dönüşmemeli, zaman içindeki gelişimlere uygun olarak yenilikler içermelidir. Gerçek bir bayram sevinç ve mutlulukla yaşanır. Tatil imkânı verdiği, hediyeler, yeni giysiler, güzel yemekler sunduğu için değil; birliği, dostluğu ve bilinci pekiştirdiği için değerlidir.

Altan Gürol   2.8.2014 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.