Saklı Hiçbir Şey Yoktur 

        Gizli, saklı hiçbir şey yoktur. Üstü açılmayacak bir şey de yoktur. Bunu başkasının duyması yahut işitmesi de önemli değildir. Varlığın bilmesi yeterlidir. "A" şahsının işini "B" nin bilmesi en son iştir ve en kaba düzeyde olandır. O da zaten nasıl bilecektir? Kelimelere verdiği anlamlar çerçevesinde... Siz ne söylüyorsanız onu bilecektir. Ama işin aslını esasını yine kendisi bilir. Asıl olan insanın içindeki olay ve anlamdır. Bu da kolay kolay ve tam olarak sözcüklere dökülemez.

       Bu nedenle gizli, saklı hiçbir şey yoktur. Bunlar insanın bizzat kendi iç varlığında depolanır. Bütün bunlardan dolayı, insanın her şeyden önce kendi vicdanından başka hiçbir tabip tanımamasında (dertlerine çare bulması açısından) isabet vardır. Kendine karşı dürüst, kendine karşı samimi olmak zor iştir. Mücadele etmesi, özellikle nefsine muhalefet etmesi ve bunda başarılı olmaya çalışması lazımdır. Dünya insanı bedenli olmasından dolayı, kapalı şuurlu, uyurgezer olmasından dolayı ikiyüzlüdür, riyakârdır. Önce kendisine karşı riyakârdır.

       Özümüzde bulunan kâinat bilgisini uygulamak için burada bulunuyoruz. Bunun için yaşıyoruz. Ama bunda ne kadar başarılı olabiliyoruz? Bu uygulamayı ne kadar yapabiliyoruz? Bilmekten çok uygulama önemlidir. Uygulamadığımız bilgi bizim için safradır. İstediğiniz kadar bilin, o bilginin profesörü olun, hocası, papazı olun, uygulayabildiğiniz kadar varsınız. Uygulayamadıklarınız bu "safra bilgi" yükselmenize engeldir.

(Güncelleme: 16/11/2006)