HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


 

Beynimiz ruhsal gelişimimize nasıl hizmet eder?



 

            Kadim Mısır'da üç kez bilgin veya üç kez yüce anlamına gelen Trismegistus olarak adlandırılan Hermes veya İdris peygamberin ölümsüz sözlerinde şöyle denmiştir: 

          "İnsanlar ölümlü tanrılardır. Tanrılar da ölümsüz insanlar... Eşyanın dışı, içi gibidir. İçle dış arasında hiçbir ayrılık yoktur. Küçük büyük gibidir. Küçükle büyük arasında hiçbir ayrılık yoktur. Evrende hiçbir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür. Bir tek yasa ve o yasanın gördüğü tek bir iş vardır. Bu sözleri anlamını anlayan gerçeği görür. Kimi insanlar, bu anlayışları, olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların göremediklerini görebilirler. Oysa nedenler nedeni daima gizlidir. Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekân içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz. Bizler, ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. Çünkü yaşarken zaman ve mekânla sınırlıyız. Sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz."

           Hermes'in sözlerindeki bir tek yasanın varlığı ve o yasanın gördüğü tek bir işin evrim denilen değişim, gelişim ve dönüşüm olduğunu anlarız. Tek bir yasa ise her şeyin mikrodan makroya benzeri, kopyası ve örneği olduğu fikrine ulaşırız.

           İnsanın beyin teşkilatı ALLAH'ın yarattığı mutlak vücudun beyin teşkilatının benzeri ve kopyasıdır. Sistem nizam ve düzenler makro mutlak vücudu oluştururken, insan bedenleri de mikro mutlak vücutları meydana getirmektedirler. Evrende gördüğümüz, bildiğimiz ve gözlemlediğimiz ne varsa, bizlerinde vücutlarında sistem nizam ve düzenler halinde bulunmaktadır.

           Evrim süreçlerinden yaşam denilen olguyu deneyimleyerek, bilgi, bilinç ve farkındalığa ulaşmaya çalışan insansal bütünlükler, kaynakları çıkışları ve asılları gibi, bütünlüklerinde potansiyel olarak bulunan hasletleri açığa çıkarıp kendilerini yaratmaya çalışmakta, O'na benzemeye, O'nun 99 hasletini, bilinçli veya bilinçaltı olarak anlamaya ve yaşamaya gayret göstermektedir ve göstermelidir.

          İnsan denilen varlık aşağı yukarı 64 milyar hücre bütünlüğünün temsilcisi, sözcüsü, yöneticisi ve yönlendiricisinin adıdır. Bundan dolayı olmada, oluşmada ve kendini yaratmada 64 milyar hücrenin ilahi ve evrensel muradı veya hüsranıdır.

          Nitekim kadim zamanlardan bu yana dayatılan negatif bilgi ve anlayışlar ile varlığının farkındalığını anlayamamış ve hala anlamakta zorlanan insanoğlunun, kendini yaratmadaki ön yargıları, bilgisizliği ve oluşturduğu dejeneratif kavramları adeta ayak bağı olmakta ve zaman kaybettirtmektedir.

          Ruhsal gelişimimizde sorumluluk, mesuliyet ve vebalin boyutları böylesine derin ve anlamlıdır. Kur'an'da ifade edildiği gibi insan onun için başıboş bırakılmamıştır. İlahi ve evrensel olan kutsal kitaplardan tutun, kutsal bilgelik öğretilerine kadar hiçbir şart, engel ve kısıtlama olmaksızın insana sunulmuş ve sunulmaktadır.

Orhan Yarat - 19.3.2013 *ruhsalboyut.com*