TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 18 Nisan 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


 

"Bilgi Evreni" deyimi size ne düşündürüyor?

 

 

         Gerçek bilgiye adım atmış olanlar, ışığı doğru alanlar, hayra bakanlardır. Hayır bugün bilmediğinizdedir ve bunu göze alanlar için o kendini bulunduğunuz noktasından ilerisi için biraz daha aydınlatacaktır. Böylece bilmediğiniz bildiğiniz olurken, sizler hayır yolcuları, gücünüz üzerine güç katarken ışığınız da artacaktır. Zaman gerçeğiyle size açılacak, sevgi O'nun bilgisinin değişmeyecek özünü varlığınızda yaşatacaktır. Bilgi Evreni siz yolda olanları beklemededir vermek için hazinesinden tüm insanlığa? Sevin tüm saflığınızla. Hiçbir leke, kalmasın üzerinizde. Kalmasın ki Bilgi Evreni kapılarını açsın sizlere. Siz vermek isteyen değil misiniz?

         Ne istediğini bilen ve ona tüm varlıksal gücüyle sarılan elbet kavuşacaktır isteğine. İsteme dediğiniz şeyin yasasını bildiğinizde ve onu yerince kullandığınızda, yerine geliş çok daha kolay olacaktır. İstemesini biliniz, şimdi bildiğiniz gibi değil, Gerçekten, gerçek yoluyla istemesini. O'nun yüksek bilgilerine ancak böyle ulaşabilirsiniz. Dağınık düşünceler, yersiz hükümler, sebatsızlık ve görmezlik engeliniz olmasın. İnsan gerçekten isterse eğer tüm bunları arkasına alabilecek değerlerle yaratılmıştır. O değerleri kullanınız.  Aklı översiniz, akıllı olmakla da övünürsünüz. Ya O'nun sözlerine arkanızı döndüğünüzde siz akıllıca mı davranmadasınız?

         İnsan kendini görmedikçe bunu başaramayacaktır. Sizler doğru gösteren aynalara bakmayı bilenler olmalısınız artık. Doğru görmek sizi doğruyu görmeye götürebilir, diğeriyse daha çok şaşırtır. Bugün insanlığın çoğu yanlış aynalara bakmadadır. Oysa ki biraz düşünse, biraz araştırsa dışını ve içini, çok şey değişecektir hayatında.

         Bilgiler içinde kaybolmayınız. Bakmayı ve anlamayı bilmezseniz eğer o size faydadan öte zarar verici olur. Geçmişten gelen tüm öğretiler bu nedenle şaşırtıcı olmuştur bu gün insanlığa. Yanlış bakışlar onlarda da pek çok değeri yanlış etmiştir.

         Şimdi siz ilgi duyduğunuz her bilgiye değil, gelişiminiz için gerekli olan bilgileri öne alarak, onları gerçekten anlamayı ve kullanmayı isteyerek yola koyulunuz, kurtulmak istiyorsanız eğer bu gün içinde bulunduğunuz çıkmazdan. İnsanlık buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymalıdır. Duymuyorsa eğer, bir kez kendine dönüp düşünmelidir "Neden?" diye. O' yardımcı olacaktır elbet gerçekten isteyene.

www.ayseli.org - O'ndan Gelenler

 

 


Bilgi evrende her yerde, her bütünlük ve her oluşumda potansiyel olarak bulunmaktadır.

Her şey bilgi üzerine inşa edilmiştir. Hepimiz bir bilgi yumağı olduğumuz gibi bilgi evreni içinde bulunmaktayız. Hiçbir şey anlamsız, manasız ve boş değildir. Her şeyde bilgi vardır. Bilgi olan yerde ise bir maksat, amaç ve gaye vardır. Onun için her şeyin bir fonksiyonu, işlevi ve görevi bulunmaktadır.

En küçük parça serlerdir. Altı ser ve ortasında bir ser bütünleşince por’u meydanda getirir. Altı por ve ortasında bir por altom altı parçacığı olan guantı meydana getirir. Serler ve porlar enerjetik yapılardır. Guantlar maddi yapılardır. Serler, porlar ve Guantlar bilgi yüklüdürler.

Evrenler ışık, ateş ve ses unsurlarından başlayarak meydana gelmiş olup, sahip olduğumuz D.N.A zincirleri arasındaki uzay zaman boşluklarında ışık, ateş ve ses porlarını barındırmaktayız.

Üçüncü boyut ışıki alfa boyutu porları aktif olduğu için, madde âleminde somut beden içinde yaşamı sürdürmekteyiz. Dördüncü boyut beta ateş porlarının aktifleşmesi ile enerjetik bir yaşam sürdürmeye başlayacağız. Ses porları ile ise lâhut âlemi yaşamı devreye alınacaktır.

D.N.A zincirleri arasındaki uzay zaman boşluklarında bulunan ışık, ateş ve ses porları bu şekilde varlığın değişim ve gelişimi ile orantılı olarak bilgi ile yüklenmekte ve aktifleşmektedir.

Bulunduğumuz üçüncü boyut ışıki alfa yaşamında hakiki insan olarak aldığımız mesafeleri buutlar olarak aştıkça, bilgi bilinç ve farkındalığına vakıf olur kavramlarımızı genişleterek bilincimizin seviyesini yukarı çekmeye devam ederiz. Dördüncü boyut beta ateşi karakterli enerjetik yaşama tedricen giriş yapmaya başladığımızda bilgisini de almaya başlarız. Nitekim 21.12.2012 tarihi itibariyle dördüncü boyut beta yaşam buutlarına adım atarak tedricen değişim ile bilgisini almaya başlayanlar bulunmaktadır.

Bizim bütün bilgilerimiz ve kavramlarımız üçüncü boyut ışı ki alfa karakteri taşımakta olup, bildiklerimiz yaşadığımız boyutla ilgili olup illüzyoniktir.

Tek bir hakikat olan,  yokluk ve varlık veçhesi ile sonsuz sınırsız olan ALLAH'tır. Maddenin en küçük parçası olan serleri tasarrufu ve ilmi ile programlayarak sistem, nizam düzenleri oluşturan bilgi ve tasarrufu ile el’an oluşumları aşk ve sevgi ile devam ettiren O'dur.

Orhan Yarat  26.12.2013  *ruhsalboyut.com*







Bilgi evreni kelimesinin sadece fiziki olarak bildiğimiz evrene ait bir kavram olduğunu düşünmüyorum. İçerisinde fizik yasalar ile birlikte İlahi yasaları, ruhsal - şuursal tüm katmanları da barındırıyor olabilir. Yani "Kadiri Mutlak Yaratan"ın altındaki tüm yaratımların bilgilerinin tamamı olabilir.

"Bilgi Evreni" içerisinde; fiziki evrenimiz, bilim adamlarının sıklıkla bahsettiği paralel evrenler, kara delikler, kuantum konusu, karşı madde, etherik beden, şakralar, ikinci beyin, DNA, bunların yanı sıra Yaratan'ın yasaları, İlahi kuvvetler - tesirler, ruhsal planlar ve bugünkü şuur seviyemiz ile şu ana kadar hiç karşılaşmadığımız sonsuz sayıda bilgiyi barındırmaktadır. Tüm yaratıma dair bugün bildiklerimiz, belki okyanustaki bir su damlası, çöldeki tek bir kum tanesi kadardır. Ancak okyanusun ve çölün çok büyük bir kısmının bilgisini öğrenmemiz, Yücelik tarafından da bizlere her zaman açık tutulmuştur. Bilmediğimiz kısımlar bizim için karanlıktır ve bu karanlık kısımları aydınlatmamız beklenmektedir. Bu karanlık kısımların aydınlatılması demek "Bilgi Evreni"nden bilmediğimiz bilgilerin çekilmesi demektir.

Nasıl ki dünyanın tüm kütüphanelerine anında ulaşabileceğimiz internetin kullanımı bugün tüm insanlığa açıksa, bilgi evreninden de yine aynı şekilde tüm insanlar faydalanabilir. Dünya tarihinde pek çok benzer keşfin benzer zamanlarda birbirinden haberi olmayan ve çok uzak mesafelerde yaşayan bilim insanları tarafından yapıldığına şahit olmuşuzdur. Çünkü o zamandaki eğilim o keşfedilecek şey üzerindedir ve bu keşif için uğraşan insanlar aslında aynı kaynaktan (bilgi evreni) o bilgiyi çekmeye uğraşıyorlardır. Bu yeraltında dünyanın her yerinde bulunan petrolün farklı farklı insanlar, ülkeler tarafından yine yaklaşık aynı zamanlarda çıkarılmasına benzer. Kaynak aynıdır ve bu kaynağın kullanımı tüm insanlığa açıktır.

İnsan düşünce ile bilgide derinleştikçe aslında bildiklerinin yanında bilmediklerinin ne kadar az olduğunu anlamaya başlar. Socrates'in "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" sözünün de ana anlamının bu olduğunu düşünüyorum. Sanki uzaktan baktığınızda bir mağaranın içerisine biraz girseniz mağara hakkında bilgi sahibi olacağınızı düşünüyorsunuz, ancak mağara içerisinde ilerledikçe, derinlere gittikçe onun ne kadar sınırsız olduğunu görüp en baştaki yorumunuzdan vazgeçip, aslında mağara hakkında ne kadar az bilgi sahibi olduğunuzu fark ediyorsunuz. Bildiğimiz sadece buzdağının bize görünen kısmı. Görünen kısmı ne kadar anladığımız ve bildiğimiz ise ayrı bir tartışma konusu.

İnsan olma yolu gerçekten sonsuz uzunlukta ve insan bu yolda bilgi evreninden çektiği yeni bilgiler vasıtası ile yürüyebilecektir.

Turgut Özbek  31.12.2013  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

Bilgi nedir? Bilgi gerçeğin bizatihi kendisi değildir. Bilgi gerçeğe giden yolun eylemleridir. Gerçeğe giden yol zamandır. Zaman bir program içerir. Biz o programa bilgi, bilginin eylemine ise Gerçek Yolculuğu diyoruz. Ancak Gerçek yolun sonunda varacağımız yerdir ve o bilgi değildir, yaşanan ve ifadesi mümkün olmayan bir haldir.

Bir Kültür Merkezi projesi yaptığımızı düşünelim. Paranın sağlanması, arsanın alınması, bina için planların hazırlanması, izinlerin alınması, binanın inşası, içinin donanımı, bunların hiç biri tek başına Kültür Merkezi değildir. Hepsi bir araya geldiğinde de, belli bir zaman çizelgesine uyularak yapıldığını varsayalım, ortada sadece hazır bir bina vardır. Binanın açılışı yapıldı, konserler, sergiler, konferanslar düzenlendi, ama hala ortada bir kültür merkezi yok. Kültür Merkezi henüz yok ama bu noktaya kadar etap etap zamanla, sistemli bilgi ve bilginin sistemli eylemiyle gelindi. Ne zamanki insanlar düzenlenen programlara katıldılar ve orada yüksek duygular, düşünceler yaşadılar, o yaşadıkları yaşamlarında değişim yarattı, işte o zaman artık bir Kültür Merkezi var. Çünkü bilgi /eylem yeni bir yaşam gerçeği yarattı.

Şu var ki ulaştığımız her Gerçek, bir sonraki Üst Gerçek için artık bir bilgiden ibarettir ve o bilgiyi kullanarak Üst Gerçeğe doğru yol almak durumundayız.

Zaman ve bilgi birbirini yaratır ve sistemleştirir. Bilgi olmasaydı zaman olmazdı, zaman olmasaydı bilgi olmazdı. Gerçek olmasaydı ne zaman ne de bilgiye gerek vardı. Veya insanın Gerçeğe Daveti söz konusu olmasaydı ona akıl ve şuur verilmezdi. O takdirde insana özgü olarak ortada yine ne zaman ne bilgi olurdu. Bütün bu kavramları kendi içinde ve birbiriyle sistem bağlantısı halinde düşünelim. Bunlar tek tek var olmazlar bir arada var olurlar. İnsan bu nedenle birkaç bilgi ve eylemle üst sisteme giremez. Değişim bir sistemden daha yüksek sisteme geçiş yapmaktır.

Burada hep insana özgü bilgi, zaman, şuur, akıl ve Gerçek'ten söz ediyoruz. Başka bir deyişle insana özel bir evren, tüm evrenlerle bağlantılı ama insanın yaratılış amacına göre özelleşmiş bir evren.

İnsan, varlığını zaman / bilgi örgüsü içinde tanıyacak ve varlığına sahip çıkacaktır. Zaman / bilgi / eylem örgüsü dediğimiz yol fraktal bir yapıdır. Her an yeni bir yol ayrımı, yeni bir bilgi/eylem seçimi söz konusudur. Yanlış seçimlerle saptığımız yol bizi varlığımızdan ayırır, yozlaşma, sakatlanma yaratır, karanlıklara ve azaplara düşürür.

Güney Haştemoğlu  2.1.2014
*ruhsalboyut.com*

 

 

 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.