HAFTANIN SORUSU

Yaratıcılık nedir, insanın yaratıcı gücü nasıl ortaya çıkar?

Yaratan'ın "yoktan varetme" ve "almadan verme" özelliği hiçbir yaratılmışta yoktur. İnsanın yaratıcı özelliği, yaratıma vesile olmaktır. İnsan gerçek düşünceyi başardığında Yaratan ile bağ kurar ve yaratım meydana gelir. Bunlar güzel olan ve insanlığın ilerlemesi yönünde işlevi olan hayırlı şeylerdir. İnsanın ortaya çıkardığı nahoş ve gereksiz birçok şey gerçek yaratım değildir.

Aklın gönül ile bir olduğu her zaman bir doğuş meydana gelir. Akıl gönül birliği, gerçek düşünce ile Yaratan'la bağ kurmadır. Gerçek düşünce sırasında insan tüm varlığı ve güçleri ile odaklanmış bir haldedir. Böyle bir odaklanma anda varolmaktır.

İnsana varolması için gereken tüm yetenekler verilmiştir. Onları geliştirme yeteneği de verilmiştir. Onun yapması gereken, bunların farkına varıp kendi payına düşen vazifeleri yapmaktır: Yaratım sürecine katılmayı gönülce istemek, gayret etmek, çalışmak, bulduklarını insan kardeşleriyle paylaşarak birlikte yol almak...

         "Sevgi yaratmaktır, sevgi hizmettir. Siz bunu tersten alarak hizmette yaratmayı seçin. Unutmayın önce hizmet sonra sevgi. O'na dönüş, O'ndan gelişin tersinden başlar. Bulunduğunuz yerden geri dönecek olanlarsınız. O' sizi sevgisinden yarattı, siz O'nun sevgisine yaratarak gideceksiniz. Yolunuz budur."  (ayseli.org  - O'ndan Gelenler  14.9.2009)

Altan Gürol   15.4.2014  *ruhsalboyut.com*

"Yoktan Vareden yalnızca O'dur."

"Salınan yuvarlanan Rabbin tek yarattığıdır. Her şey ondan yaratılmıştır ve her şey de odur." (Öğretilerden 2)

"Tek O' ki O'ndan başka düşünce yoktur. Bir O' ki ondan başka Yaratan olamaz. Bir sen ki O'nun için O'nun rızası için buradasın; ona göre sen, seni bırak da O'na dön." (Öğretilerden 4)

Varolanları birleştirerek yeni kompozisyonlar yaratmak ise insana yüklenmiş bir görevdir. İnsanın varlık nedeni kendisinden beklenileni yaratmaktır. Beklenilen, O'nun Rızasını kazanacak yeni bir dünya yaratmamızdır.

İnsanın ilk yaratacağı şey bizzat kendisidir. İnsan için çevresinde, bilinç sınırları içinde bulunan her şey, soyut veya somut ve birleştirilmesi gereken sayısız lego parçaları gibidir. İnsan her düşüncesi ve her eylemi ile birleştirmeler yapar, kendisini ve yaşamını yaratır. Çünkü düşüncelerimiz ve eylemlerimizle bir takım Ruhsal Yasaları işletiriz.  İşlettiğimiz bu yasaların, işleyen Büyük Değişmez Ruhsal Yasalara karşı olan değerlendirilmesi sonucunda kendimizi ve yaşamımızı şekillendiririz. Kısaca tesadüf veya kader dediğimiz şeyler aslında bizim düşünce ve eylemlerimizin sonucudur. Dolayısıyla ya insan olma yolunda, O'nun Rızası yönünde yürürüz, ya da insan olmaktan her gün biraz daha uzağa, istenmeyene, yok oluşa, hayırsıza doğru düşeriz.

Yaratma eyleminin yokluğu yaşamın ve daha geniş olarak varolmanın anlamını ortadan kaldırır. Anlam yoksa yaşayan ölüler oluruz. Toplumsal sınırlamalar ve dayatmalar içinde fotokopi inançlar, fotokopi söylemler, fotokopi amaçlar ve sonuçta fotokopi yaşamlar!

İnsan önce kendisini yaratacak. Bu kendisini yaratma süreci, sahip olduklarımızın karşılığını vermeyi, yaptıklarımızın karşılığını beklemekten vazgeçmeyi keşfetmesiyle başlar. Daha iyi, daha doğru olanı keşfetmek, bunun zaten görevimiz olduğunu keşfetmek, keşfettiğini eyleme geçirmek, keşiflerle genişleyen bilinç ufkunda yeni keşiflere ulaşmak. "Üzerinizdeki zenginliği mutlaka keşfediniz. Keşif sizlerin tek tek birleştireceği gerçeklerin öyle bir noktasıdır ki her seferinde karanlıktan kurtulur ve gerçeğin ışığını sezersiniz." (Celselerden Parçalar XIII /226)

Keşif ve eylem yolculuğu yaratma yolculuğudur. Keşif ve yaratma eylemi toplumun yerleşik düzenine tehdit gibi algılanır. Bu nedenle cesaret ister. Cesur olmak ise korkusuzluk ister. Emri bilenler korkmazlar. Emri bilmek için zamanı anlamak ve takip şarttır. Zamanı takip iç temizliğine bağlıdır. Maksat o bir Rıza'ya uygunsa, içimize saygımız varsa korku, endişe silinir. Sevgi varsa korku, endişe olmaz. Tabii bu hangi "sevgi"dir, düşünmek lazım.

Yaratma gücümüzün ortaya çıkması istek, azim, çaba, odaklanma, yoğunlaşma ister. Keşif ve yaratma ancak Birlik ortamında ortaya çıkar.

Yaratma eylemi sonuçta Özle birleşmedir, birleşebildiğimiz kadar ve birleşme süremiz kadardır. Yaratma gücümüzün bizi Özle birleştirdiği an çaba ve gayretimizden sonra yaşadığımız bir sükûnet, huzur anındaki keşiftir. Keşif bizde sevinç, coşku, yerine göre kısa veya uzunca bir vecd hali, çok derin anlamlar yaşatır. Bu Özümüzle anda bir olma halinin sonucudur. Hepimize nasip olsun!

Güney Haştemoğlu  16.4.2014  *ruhsalboyut.com*