TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

Vereceğimiz sevginin egosal alınmaması için

nelere dikkat etmek gerekir?


 

Gerçek sevgi içinde doğruluk, iyilik, hizmet, bilgi ve saygı gibi güçler barındıran, tüm davranışlarımıza hâkim olan yüksek bir duygu halidir. Gerçek sevginin egolarca suistimali, kötü kullanımı mümkün olmaz. Çünkü gerçek sevgiyi egomuzla karşılar doğru olmayan davranışlarda bulunursak o sevginin egomuzu incitmekte gecikmeyeceğini biliriz.

Egosal sevgide sahiplenme, psikolojik bir ihtiyacı tatmin vs vardır. Çünkü o duygu gönülden kaynaklanmaz. Ve doğal olarak her türlü istismara açıktır. Daha da üzücü yanı egosal sevginin kolaylıkla kin ve nefrete, intikama hatta güya sevdiğini yok etmeye yönelmesidir.

Bize sevgiyi en çok çocuklar öğretir. Belki "annenin vurduğu yerde gül biter" sözü böyle bir anlam taşır. Anne çocuğuna olan sevgisinden ötürü onu bir yanlıştan uzaklaştırmak istiyor ama çocuk inat ediyor ve anne korumak, doğruyu öğretmek adına çocuğa küçük ve ölçülü bir fiziksel şiddet uyguluyor. Çocuk bu yoldan doğruyu öğrenebilirse bilincinde bir gül açılıyor, bir gerçek anlaşılmış oluyor. Çocuk annesinin onu sevdiğini biliyor fakat bu sevgiyi suistimal edemeyeceğini de öğreniyor.

Yetişkin kişiler arasındaki sevgi ilişkisi de buna benzer. Sevildiğimizi biliyor ancak bu sevgiyi istismar edemeyeceğimizin farkında olursak sevgiyi egomuzla değil gönlümüzle karşılarız. Gerçek sevgi doğruları öğreten sevgidir. Gerçek sevgiyi istismara kalkışan sevgiyi kaybetmez ama acı çeker. Doğruları, saygıyı acı çekerek öğrenir.

O'nun tüm yarattıklarına karşı olan gerçek sevgisi de doğruları öğreten, gerçeği yaşatan erişilmez gücüdür.  İnsan şımarık bir çocuk gibi bu sevgiyi egosu ile karşıladığı, haklarının sınırını, sorumluluklarını bilmediği için dünyamızda bu kadar çok acı ve ıstırap var.

Güney Haştemoğlu  2.12.2013  *ruhsalboyut.com*




 

           Vereceğimiz veya verebileceğimiz sevginin egosantrik olmaması dikkatimizden önce bilgi, bilinç ve farkındalığımızla ilgili ve bağlantılı bir durumdur.

           Böylesine hasletlerin açığa çıkması kâmil insan, evrensel insan veya hümanoyya olan insan aşamasında gereği gibi bilinebilir ve anlaşılabilir.

           Üçüncü boyut ışıki alfa düzeyinde yaşayan dünya insanı veya beşer, ilk üç şakrada zevksel, düşünsel, duyumsal ve duygusal yaşam sürdürürken egosantrik yapısı baskın olup, sevgi kavram ve anlayışı da egosantrik evrimi ile doğru orantılı olarak yansır.

           Sevginin anlatıldığı, anlaşıldığı ve ifade edildiği gibi yaşamda genelde yaşanamaması ve uygulanamaması beşerin bulunduğu safha itibariyle algıladığı bilgi, bilinç ve farkındalık kadardır.

           Sevgi, kalp şakrasında makul vicdan seviyesinde anlaşılabilen insanın hissedeceği, algılayacağı bir durumdur. Hakikatin içine sızmaya başlamış, şuur ve ufku genişlemiş, yaşamı bütünsel olarak görebilen insan sevgiye egoyu karıştırmaz ve kişileştirmez. Her baktığında ve gördüğünde şekle sinmiş olan sevgiyi görecek ve duygudaşlık yapacaktır.

           Evrim itibariyle egosantrik çıkıntıların kesintiye uğratmadığı, engellemediği veya provoke etmediği yaşam süreçlerinde oluşan bilgi, bilinç ve farkındalıkta sevgi, bilgisi ve enerjisi ile aleni olarak kendini her şeyde fark ettirir. Bu fark edişin oluşturduğu liyakat sonucu sevgi,  enerjisi ile birlikte olabildiğince saf olarak aktarılabilir, yansıtılabilir ve tesir edebilir.

           Nitekim her şeyin mayasında sevgi vardır. Sevgi, varlıklar tarafından yaratılmış yaşam düzenlerinde, kabuklanmış kararmış ve derinlere itilmiş olsa da, oralarda bir yerlerde potansiyel olarak vardır. Enerjisi düşmüş, yeniden aktif olmak için bir etki, tesir ve hareketi bekliyor olabilir.

           Gerek bireysel, gerek toplumsal olarak gizli kalmış sevgi ve enerjisini tetiklemek, etkilemek ve açığa çıkarmak temelde ilahi ve evrensel bir görevdir. Sevgiyi vermek budur. Sevgi denilen kavramın ortaya çıkması, var olan sevgi potansiyellerinin etkileşim durumunda olmasıdır. Çünkü sevgi yaşam süreçlerinin temel enerjisidir. Açığa çıkan enerji bütünseldir ve her şeyi etkiler. Bundan dolayı toplumsal sorumluluğumuzda sevgi en başta gelen meselemizdir.

Orhan Yarat  3.12.2013   *ruhsalboyut.com* 

 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.