LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Mart 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


 

Yasa nedir, ruhsal yasaları ne kadar ve nasıl bilebiliriz?

 

 

Varlık yasasıyla var olur. Yasa deyince dünyaya egemen olanların insanlara dayattığı ve egemenler değiştikçe değişen dünya yasalarını anlamayalım. Burada yasa O'nun değişmeyen Mutlak ve Yaratıcı Gerçeğinin ifadesidir ve yaratılışın realite basamaklarına yansıya yansıya bizim realitemize kadar gelen, kimini anladığımız, kimini anlayamadığımız gerçeklerdir.

Gerçeğin ifadesi olarak yasalar, fizik Evreni de ayakta tutan temel prensiplerdir. Bilim, bugün için, Evreni oluşturan dört temel yasa tespit etmiştir. (Elektromanyetizma: foton, Zayıf kuvvet: W+,W-, Z0, Şiddetli kuvvet: sekiz gluon, Kütle çekimi: graviton) Fizik Evrene bu dört yasa biçiminde aksetmiş olan gerçeğin fizik ötesindeki anlamını düşünmek ve çözmek zorundayız. Ancak bunun çözümü önce kendimizin yani insanın yaratılışındaki gerçeği yani yasaları anlamamıza bağlıdır.

Yasaların anlaşılması iki yönlüdür. Yasayı ihlal ederiz sonucunu görür, anlarız. Yasaya uyarız yine sonucunu görür ve anlarız. Kısaca yasayı anlamaktan kaçmak mümkün değildir. Yasayı bir türlü anlamamak gaflet uykusudur ki uyanmayanların akıbeti bellidir.

İnsanlığın bu dönemde sınavını vermek, mutlaka ve mutlaka anlamak zorunda olduğu yasa yüksek sevgi ahlakıdır. İnsan bu yasayı anlamaz ve bu yasaya uygun yaşama geçmezse, canlanmayacak, insan olma niteliğine kavuşmayacak, kağıt üstünde kalmış bir projeden ibaret olacaktır.

Gerçekler her yerde ve her şekilde hüküm süren, değişmeyen yasalardır. Yasayı yaşamayan var olma safhasına geçemeyecektir. O’nun yasaları doğamızın da yasaları olduğundan hiçbir zaman kısıtlayıcı ve bağlayıcı değildir. Tam tersine özgürleştirici ve geliştiricidir.

İnsan olmanın ilk basamak yasası sevgi ahlakıdır. Bu yasaya teslim olan şuurunda bir Big Bang yaşar. Bu şimdiki durumumuza göre o kadar muazzam bir şeydir ki anlayamıyoruz. Ve Yasa, zarar görmememiz için bize bunu birden yaşatmıyor. Tedriç dediğimiz yasa sayesinde adım adım ilerliyoruz. Bizimle ilişkide olan kişileri de uyandırarak, aydınlatarak topluca bir nevi yavaşlatılmış bir Big Bang yaşıyoruz. Zaman bu yavaşlatma için var. Peki sonra ne olacak? Her Big Bang yeni bir evren, yeni bir gerçeklik yaratır. İnsanın da İNSAN olduktan sonra yeni bir gerçeklik yaratacağı bilgisi verilmiştir.

Yasa bizi tek tek bireyler olarak ele almıyor, bizimle topluca ilgileniyor. Yasaya aykırı bir yaşam sürersek aykırılığın ateşini körüklemiş başka insanların da yanmasına sebep olmuş oluruz. Yasaya uyarsak İNSAN olma yolundakilere katılırız ve başka insanları da ateşten kurtarmış oluruz.

Bizler toplumda yanlışlarımızla değil doğrularımızla, yüksek ahlakımızla kabul görmenin yolunu bulmalıyız. Ancak o zaman "Büyük Gerçeği, Büyük Yasayı Yaşamak" mümkün olur.

Güney Haştemoğlu -14.5.13 *ruhsalboyut.com*







         İlahi ve evrensel yasa, sistem nizam ve düzende değişmez ilişkiler sistemidir. İlahi ve evrensel yasanın ne olduğunu bizlere bildiren İdris peygamberdir. Tarihte bir adı da Hermes olan bu yüce ve kutsal insanın sözleri şöyledir:

         "İnsanlar ölümlü tanrılardır, Tanrılar da ölümsüz insanlar. Eşyanın dışı, içi gibidir içle dış arasında hiçbir ayrılık yoktur. Küçük büyük gibidir. Küçükle büyük arasında hiçbir ayrılık yoktur. Evrende hiçbir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür. Bir tek yasa ve o yasanın gördüğü bir tek iş vardır. Bu sözlerin anlamını anlayan, gerçeği görür. Kimi insanlar, bu anlayışları, olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların göremediklerini görebilirler. Oysa nedenlerin nedenleri daima gizlidir. Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekân içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz. Bizler, ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. Çünkü yaşarken zaman ve mekânla sınırlıyız. Sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz."

         Ruhsal yasaları bilemeyiz. Ancak sonuçtaki neticelerini inceleyebilir ve kendimize göre bir takım sonuçlara ulaşabiliriz. Daha bilmediğimiz esaslar, sistemler ve teknikler varken, daha doğrusu bir aralıktan gördüklerimiz ile ilahi ve evrensel yasaları bu halimizle bilmek isteği yanlıştır. Zaten tekâmül ettikçe tedricen kaldırabileceğimizi, takatimiz ve liyakatimizin yettiğini öğrenmekteyiz.

         Kaldı ki tekniğini öğrendiğimiz ama yaptırımlarını pek de bilmediğimiz nükleer enerjiyi büyük bir liyakatsizlik ve sorumsuzlukla nasıl kullandığımızı düşündüğümüzde hâlihazır birçok tekniğin insanlığa çok fazla geldiğini, layık olmadığını, olgunluğunu taşıyamadığını anlayabiliriz.

Orhan Yarat - 14.5.2013 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.